Yeni Sosyal Medya Kanunu Neler Getiriyor?
Biz, sosyal medya kanunu desek bile, bu başlı başına yeni bir yasa değil: “İnternet Ortamında Yapılan Yayınların Düzenlenmesi ve Bu Yayınlar Yoluyla İşlenen Suçlarla Mücadele Edilmesi Hakkında Kanunda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun” ile 5651 sayılı yasaya yapılan bir dizi ekten oluşuyor. 1 Ekim 2020 itibariyle yürürlüğe giren bu yeni maddeler, sadece sosyal medyayı değil, internet kullanıcıların özgürlüğünü ve gizliliğini kısıtlayan pek çok düzenleme içeriyor. Peki, yeni sosyal medya kanunu tam olarak neler getiriyor? Gerçekten de bir tür internet sansürü olarak değerlendirilebilir mi? Aşağıda, her iki soruyu da cevaplıyoruz.
Sosyal Medya Kanunu Maddeleri
5651 sayılı yasaya yapılan ekler oldukça uzun ancak en önemli maddeleri aşağıda listeliyoruz:
- Kullanıcıların internet ortamında sosyal etkileşim amacıyla metin, görüntü, ses, konum gibi içerikleri oluşturmalarına, görüntülemelerine veya paylaşmalarına imkân sağlayan gerçek veya tüzel kişiler, sosyal ağ sağlayıcı olarak kabul edilecek.
- Günlük erişimi 1 milyondan fazla olan yurt dışı kaynaklı sosyal ağ sağlayıcıları, Türkiye’de en az 1 kişiyi temsilci olarak belirleyecek ve bu temsilci Türk vatandaşı olacak.
- Sosyal ağ sağlayıcı, “içeriğin yayından çıkarılması ve erişimin engellenmesi” başvurularına 48 saat içinde cevap vermekle yükümlü olacak.
- Günlük erişimi 1 milyondan fazla olan yurt içi ve yurt dışı kaynaklı sosyal ağ sağlayıcıları, Türkiye’deki kullanıcıların verilerini Türkiye’de barındırmak zorunda olacak. Ayrıca trafik bilgilerini ve port bilgilerini de depolamakla yükümlüler. Trafik bilgilerine şunlar dâhil: “Taraflara ilişkin IP adresi, verilen hizmetin başlama ve bitiş zamanı, yararlanılan hizmetin türü, aktarılan veri miktarı ve varsa abone kimlik bilgileri”.
Peki, bu yükümlülükler ihlal edilirse ne oluyor? Yeni sosyal medya kanunu, çeşitli yaptırımlar da belirlemiş:
- Temsilci belirlemeyen yurt dışı kaynaklı sosyal ağ sağlayıcılarına BTK tarafından ihtar yapılacak. İhtardan itibaren temsilci atamayan sağlayıcıya 10 milyon TL tutarında idari para cezası verilecek. Bu cezanın tebliğinden itibaren 30 gün içinde halen temsilci atanmazsa, 30 milyon TL daha para cezası verilecek.
- Eğer bu ikinci idari para cezası da ödenmezse, Türkiye’deki gerçek ve tüzel kişilerin söz konusu sağlayıcıya reklam vermesi yasaklanacak. Üç ay içinde reklam yasağına dair yükümlülüğün yerine getirilmemesi halinde, sosyal ağ sağlayıcısının bant genişliği %50 daraltılacak. (Bunun için mahkeme kararı gerekmeyecek.) Bu işlemden sonra 30 gün içinde halen bir temsilci atanmazsa, bant genişliğinin bu kez %90 daraltılması için Sulh Ceza mahkemelerine başvuru yapılabilecek.
- Hâkim, bant genişliğinin %50’den az, %90’dan fazla olmayacak şekilde daraltılması için bir karar verecek ve tüm internet servis sağlayıcıları 4 saat içinde bu kararı yerine getirmekle yükümlü olacak.
- Yukarıda sosyal ağ sağlayıcılarının 48 saat içinde içeriğin yayından çıkarılması ve erişimin engellenmesi başvurularına yanıt vermekle yükümlü olduğunu da söylemiştik. Bu süre içinde başvurulara yanıt vermeyen sosyal ağ sağlayıcılarına 5 milyon TL idari para cezası verilecek. İçeriğin yayından çıkarılması ve erişimin engellenmesi kararlarına uymayan sağlayıcılara ise 10 milyon TL idari para cezası verilecek.
Yeni sosyal medya kanunu kabul edildi ve 1 Ocak 2023 itibariyle yürürlüğe girecek.
Yeni Sosyal Medya Kanunu Özgürlük ve Gizliliği Nasıl Etkiliyor?
Sosyal medya kanunu, sosyal ağ sağlayıcısı tanımını oldukça geniş tutmuş. Bu nedenle “1 milyondan fazla günlük erişimi olan sağlayıcı” kapsamına Twitter, Facebook, YouTube, Instagram gibi sosyal medya platformları kadar, WhatsApp gibi mesajlaşma uygulamaları da giriyor. Basitçe, insanların bir şeyler paylaşmak için kullandığı her türlü platform ve uygulama, bir milyondan fazla kullanıcıya sahipse bir temsilci atamak zorunda.
Ancak gizlilik ve özgürlük için asıl tehlike, kullanıcı bilgilerinin Türkiye’de saklanması ve bu bilgilerin herkesin kimliğini kolayca tanımlamak için kullanılabilecek “trafik bilgilerini” içermesi zorunluluğu. Artık anonim olarak bir şeyler paylaşmanız mümkün değil: Bu bilgiler depolanıyorsa, talep halinde paylaşılacak demektir. Birilerinin hoşuna gitmeyen bir şey paylaşırsanız, kimliğiniz çok kısa bir süre içinde tespit edilecek. Bu uygulamanın gizlilik ve özgürlük bakımından nasıl bir tehdit oluşturduğu ortada.
Çoğu sosyal ağ sağlayıcısının bu yeni düzenlemelere uymayacağını “varsayan” hükümet, onları hukuki açıdan da sorumlu tutabilmek için elinden geleni yapmış; Yeni sosyal medya kanunu, içeriğin kaldırılması kararlarına uymayan sosyal ağ sağlayıcılarına doğrudan tazminat davası açılmasına olanak tanıyor. Yani örneğin, popüler ve hatta “fenomen” bir kişilikseniz, hoşunuza gitmeyen bin adet Twitter paylaşımının kaldırılması için bir mahkeme kararı alabilir ve bu karar uygulanmazsa, doğrudan Twitter aleyhine tazminat davası açabilirsiniz.
Elbette, bunun mümkün olabilmesi için söz konusu sosyal ağ sağlayıcısının Türkiye’de bir temsilci bulundurması gerekiyor. Hükümet, büyük ihtimalle bunun gerçekleşmeyeceğini düşündüğü için yukarıda bahsettiğimiz “bant genişliği daraltılması” yaptırımını getirmiş; yani temsilcilik açmayan sosyal ağ sağlayıcıları pratikte engellenmiş olacak. Ancak ilginç bir şekilde, temsilcilik kapsamına neler girdiği de belirlenmemiş. Teorik olarak, bir apartman dairesi kiralayan ve Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı birini “temsilci” olarak gösteren bir sosyal ağ sağlayıcısı, bu yükümlülüğünü yerine getirmiş sayılıyor. Peki, yukarıda bahsettiğimiz tazminat davaları kazanıldığında, tahsilat nasıl yapılacak? Sadece bir masa ve sandalyeden ibaret “temsilcilikler” bu parayı nasıl ödeyecek? Şirketin borçlarından temsilcinin şahsen mesul olması mümkün değil. O halde…
O halde, yeni sosyal medya kanunu aslında sadece tek bir amaç için çıkarılmış: Kullanıcıların kimlik bilgilerine erişmek ve birtakım kişilerin hoşuna gitmeyen sosyal medya paylaşımlarını mümkün olduğu kadar hızlı bir şekilde ortadan kaldırmak. Dolayısıyla, Facebook, YouTube, Instagram, Twitter, Linkedln, TikTok, Dailymotion, Periscope, Pinterest, VK ve hatta WhatsApp kullanırken bile kimliğinizin ortaya çıkma tehlikesinin olduğunu bilmeli ve buna göre hareket etmelisiniz. Zaten yeni sosyal medya kanunu en çok bu yönden tehlikeli: Kişileri oto-sansür uygulamaya zorluyor.